Son günlerde sosyal medya üzerinden yayılan bir video, gençler arasında meydana gelen bir saldırı olayını gündeme taşıdı. Olayın merkezi, birçok ruh halindeki gençlerin bir araya geldiği, eğlencenin ve dostluğun hâkim olduğu bir park. Ancak, olayın iç yüzü, eğlenceli bir buluşmanın çok ötesinde karanlık bir hikaye barındırıyor. "Abinin selamı var" ifadesi, birçok yerde kullanılan, bir tehdit ve baskı unsuru olarak gündelik hayatımızda yer etmiş bir deyim haline geldi. Peki, bu olayda ne oldu? Nasıl oldu da bu gençler, sıradan bir buluşma yerine, şiddetin ve hakaretin merkezine dönüştü?
Video kaydına göre, bir grup genç, hedef aldıkları iki gence yaklaşarak "Abinin selamı var" diyerek saldırıya geçiyor. Hedef alınan iki genç, durumu öğrenip kaçmaya çalışsalar da kalabalık bir grup tarafından yakalanıyor. Seyircilerin çektiği videolar sosyal medyada hızla yayıldı. Çoğu kişi, gençlerin başlarına getirilen bu saygısızlığı ve aşağılamayı kınarken, bir yandan da durumu eğlenceli bir şekilde paylaşarak alay konusu yaptılar. Ancak, bu durum çok ciddi bir konuyu gözler önüne seriyor; gençlerin birbirine uyguladığı şiddet ve zorbalık.
Duygu, olay sırasında söz konusu olan gençlerden birisiydi. Olayın ardından yaptığı açıklamada, “Hiç beklemediğimiz bir şeydi. Eğlenmeye gelmiştik ama her şey bir anda tersine döndü. Etek giydirdiler ve feci şekilde darp ettiler” dedi. Bu tür olayların sosyal medyada viral hale gelmesi, durumu daha da trağik hale getiriyor. Şiddetin bu denli normalleşmesi, gençler arasında sergilenen bir davranış kalıbı haline gelmesi endişe verici. Olayın ardından birçok sosyal medya kullanıcısı #ŞiddetineHayır etiketiyle karşı duruş sergileyerek farkındalık yaratma çabalarına girişti.
Şiddet sadece fiziksel bir yaralama değil, aynı zamanda ruhsal bir travma bırakıyor. Toplumda gençlerin zihinsel sağlığını korumak adına bu tür zorbalıklara karşı çıkılması gerekiyor. Eğitim kurumlarının ve ailelerin, gençlerin kendilerini ifade edebilecekleri ortamlar sunması, zorbalık gibi olumsuz davranışların önüne geçmek adına önemli adımlar olacaktır. Ayrıca, bu olayda olduğu gibi sosyal medyanın etkisiyle, yapılan alaycı paylaşımlar ve videolar, şiddetin yanlış bir eylem olduğunu daha da görünür hale getirmiştir. Gençler arasında dayanışma ve destek arayışının artması, bu gibi durumların bireyleri nasıl etkilediği üzerine düşünmemizi sağlıyor.
Gelecek nesillerin sağlıklı bir toplumda büyüyebilmesi için, bu tür durumların son bulması gerektiği aşikar. Toplumsal duyarlılığın artırılması ve gençlerin şiddeti bir çözüm yolu olarak görmediği bir ortamın oluşturulması için, eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları büyük önem taşımaktadır. Bu tür olayların yaşanmaması için duyarlılık ve direnç geliştirmek, bireysel ve toplumsal sorumluluklarımız arasındadır.
Gençlerin bu tür olumsuzluklardan etkilenmemesi için toplumsal dayanışmanın artırılması ve zorbalık ile mücadele etmek adına birlikte hareket etmenin gerekliliği ortada. Her birey, içerisinde yer aldığı toplumda sorumluluklarını bilmelidir. Sonuç olarak, "Abinin selamı var" diyerek başlayan bu gibi olayların ardındaki durumu anlayabilmek ve çözüm üretebilmek için konuyla ilgili yapılacak her türlü farkındalık çalışması, belki de bu tür vakaların önüne geçmek için ilk adımları oluşturabilir. Tarafları tahrik eden, insanları küçümseyen, ruhsal ve fiziksel şiddeti haklı çıkaran hiçbir davranış kabul edilemez; bu nedenle toplumsal olarak duyarlılığı artırarak yaşanacak şiddetlerin önüne geçmeliyiz.