Girişimcilik, özellikle kadınlar için her geçen gün daha fazla fırsat sunan bir alan haline geliyor. Ülkemizde kadın girişimcilerin sayısındaki artış, ekonomik büyümenin ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasına büyük katkılar sunuyor. Bu haberde, eşinin ata mesleği olan el sanatlarını yepyeni bir boyuta taşıyarak uluslararası pazara açılan bir kadının hikayesini ele alacağız. Geleneksel sanatların modern üretim teknikleriyle birleştiği bu hikaye, birçok kadına ilham verecek nitelikte.
Merhaba, ben Ayşe. Eşim İsmail'in ata yadigârı olan el sanatları, her zaman evimizin bir köşesinde hayat bulmuştu. Ancak onun vefat edişiyle birlikte, bu güzel geleneklerin yok olmasına göz yumamayacağımı fark ettim. Eşime duyduğum sevgi ve onun mirasını yaşatmak amacıyla, iş hayatına atılmaya karar verdim. Bu vesileyle, hem onun anısını yaşatmak hem de kendi girişimci ruhumu keşfetmek için bir adım attım. Eşimin el işçiliği ile yaptığımız ürünleri modernize ederek, hem geleneksel hem de yenilikçi bir yaklaşım sergileme fırsatı buldum.
İlk olarak, kendi tasarımlarımı oluşturmak için yerel atölyelerle işbirliği yaptım. Eski teknikleri güncel tasarımlarla harmanlamak, ürünlerimin kendine özgü bir kimlik kazanmasını sağladı. Yüksek kaliteli malzemeler kullanarak, el yapımı ürünleri daha cazip hale getirmeye çalıştım. İlk ürünümü çıkardığımda, müşteri geri bildirimleri oldukça olumluydu. Bu durum, bana hem cesaret verdi hem de dahası için ilham kaynağı oldu.
Girişimimi e-ticaret platformları aracılığıyla büyütmeye karar verdim. Kendi web sitemi kurarak, ürünlerimi daha geniş bir kitleye ulaştırmaya koyuldum. Sosyal medya ise benim için hayati bir araç haline geldi. Instagram ve Facebook gibi platformlarda yaptığım paylaşımlar, hem marka bilinirliğimi artırdı hem de ürünlerimi dünya genelindeki potansiyel müşterilere tanıtmama yardımcı oldu. Başlangıçta sadece yerel pazarla sınırlı kalmayı düşünmüştüm fakat zamanla 24 farklı ülkeye ulaşmayı başardım.
Özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika pazarlarında ürünlerim ilgi gördü. Geleneksel el sanatlarını, modern bir dokunuşla sunmak; kullanıcılarımızın beğenisini kazandı. El yapımı ürünlerin artan değeri, sürdürülebilirliği de ön planda tutarak, çevre dostu bir seçenek sunmamı sağladı. Bunun yanı sıra, uluslararası fuarlara katılmak ve ürünlerimi tanıtmak, global müşteri portföyümü genişletmeme yardımcı oldu.
Şu an talep edebileceğim birçok sipariş bulunuyor ve ciroda kaydettiğim artış beni oldukça mutlu ediyor. İşim sadece bir hobi olmaktan çıktı; benim için bir yaşam tarzı haline geldi. Eşimin anısını, sadece kendim değil, dünya genelindeki insanlarla da paylaşmak beni daha da motive ediyor. Ayrıca, bu sürecin bana kazandırdığı birçok yeni bağlantı ve arkadaşlık, hayatımın zenginleşmesini sağladı. Girişimciliğini sürdüren kadınların, topluma ve ekonomiye katkıları yadsınamaz; ben de bu çabanın bir parçası olmayı seçtim.
Sonuç itibarıyla, eşimin geleneksel mesleğini modern bir anlayışla yaşatmak ve uluslararası pazara açılmak bana sadece maddi kazanç sağlamadı; aynı zamanda kişisel gelişimime de büyük katkı sundu. Ürünlerimin hikayesini anlatmak, bu yolculuğun en keyifli kısmıydı. Geleneksel olanı modern bir kazanç kapısına dönüştüren her kadın gibi, ben de bu maceramın devam etmesini ve daha fazla kadının hayallerine ulaşmasını sağlamak için çabalayacağım. Eşimin bana bıraktığı miras, sadece bir iş değil; aynı zamanda benim için bir tutku ve yaşam arzum oldu.