İstanbul, bölgesel barışın sağlanması adına kritik bir adım daha attı. 2. Barış Zirvesi, dünya genelinden önemli liderleri ve diplomatları bir araya getirerek küresel barış arayışında yeni bir dönemin kapılarını araladı. Zirve, özellikle Rusya lideri Vladimir Putin ile eski ABD Başkanı Donald Trump arasındaki karmaşık ilişkilere ışık tutması açısından büyük önem taşıyor. Katılımcılar, iki lider arasındaki dinamiklerin dünya siyasi arenasında nasıl yankı bulduğunu tartışma fırsatı buldu.
Bu yılki zirve, uluslararası ilişkilerdeki kritik gelişmeleri ele almak için bir platform sağladı. Zirveye katılan pek çok diplomat, akademisyen ve analist, Putin ve Trump'ın yürüttüğü politikaların dünya barışına etkilerini irdelemeye odaklandı. Katılımcılar, iki liderin özellikle Suriye, Ukrayna ve Orta Doğu'daki savaşların çözümünde nasıl taktiksel hamleler yaptığına dair görüşlerini paylaştı. Bunun yanı sıra, uzmanlar, Putin ve Trump arasındaki ilişkilerin yüzeydeki barış kaygılarına rağmen derin bir stratejik hesaplaşma içerdiğini vurguladı. Zirvede, çeşitli oturumlar düzenlenerek bu stratejik hesaplaşmanın dünya çapında nasıl etkiler yarattığı üzerinde duruldu. Zirvenin en dikkat çeken oturumlarında, iki liderin diplomasi üzerindeki etkileri ve kendi iç politikalarındaki yansımaları tartışıldı.
Zirvede konuşan uzmanlar, Putin’in ve Trump’ın, dünya sahnesinde her zaman karşılıklı çıkarlarla hareket ettiğine dikkat çekti. Vladimir Putin’in stratejileri, genellikle rakipleri üzerinde baskı kurmak ve dış politikada güçlü bir kuvvet olarak varlığını sürdürmek üzerine kuruluyken, Trump ise daha çok iç politikadaki güç dinamiklerine odaklanarak izlenimlerini şekillendiriyor. Bu iki yaklaşımın birleşimi, dünya için öngörülemez ve karmaşık bir durum yaratıyor. Ayrıca, zirve sırasında yapılan değerlendirmelerde, Putin ve Trump'ın taktiksel oyunlarının, sadece kendi ülkelerinin çıkarlarına yönelik değil, aynı zamanda global barışa karşı da tehdit oluşturduğu konusunda fikir birliği sağlandı. Uzmanlar, bu tür diplomatik ilişkilerin tüm dünyada tedirginlik yarattığını ve uluslararası işbirliği gerekliliğini pekiştirdiğini ifade etti. Genel olarak, İstanbul'daki 2. Barış Zirvesi, katılımcılar için yeni bir perspektif sunmayı başardı. Zirve iyi bir platform oluşturarak, dünya barışını sağlamanın yollarını arayan diplomatik bir diyalog için umut verdi. Ancak Putin ve Trump’ın etki alanlarının sürekli değişmesi, gelecekte de bu tür zirvelerin gerekliliğini artıracak gibi görünüyor.